24 Aralık, 2009

kafanın içinde bir savaş; ölümlü için.


Asla fazlasıyla maymun iştahlı olmadık. Ne istedik ki olamayacak? Evet, oluyor... biliyorum. Olmaması için bir neden yok.

Söylesene bana, neden imkansız olsun?

Hayır; bu konuda yazmayacağım. Ne farkeder...

Şüphecinin teki! Zaten bizi kim sevdi ki? Bu güvensizlik neden zannediyorsun? Biz hep tek başımızaydık. Ne oldu da hayallerimizi birine göre kuruyoruz? Söylesene, ne farkeder ki... Neden kurtaramıyorsun kendini? Elimde olsa sana bir tokat atardım. Ama yapamam. Neden, biliyor musun?

Bak, ben...

Onu seviyorsun. Bunu biliyoruz. Ve sana kızamıyorum, çünkü onu seviyoruz. Ondan vazgeçiremem seni. Ben de vazgeçemem. Küçücük... Bize ihtiyacı var. Ama neden kendimizden bile vazgeçmeye hazırız onun uğruna?

Söyle bana!

Ne zamandır, nefes alma nedenini bırakmakta bir sakınca görmüyorsun? Hem de bir ÖLÜMLÜ için... Hayır, hayır!

Onu bırakamayız.
Onu da bırakamayız.
Hayallerimizi asla bırakmayız.

Kendimizi bırakmamız mümkün olsa keşke. Acı çekmezdik en azından...

1 yorum:

  1. "Ne zamandır, nefes alma nedenini bırakmakta bir sakınca görmüyorsun? Hem de bir ÖLÜMLÜ için... Hayır, hayır!

    Onu bırakamayız.
    Onu da bırakamayız.
    Hayallerimizi asla bırakmayız."

    Burası gerçekten çok güzel olmuş.

    Sizi kutlarım blogunuz çok hoş Victoria Frances eserlerine çokça yer vermeniz o kadar hoşuma gitti ki anlatamam...Fazlaca kitap okuduğunuz belli sanırım klasik tarzdan hoşlanıyorsunuz.Size fantastik kitaplarda öneririm,içimden bi his seveceğinizi söylüyor...

    Sayfadaki sessiz çığlıkları duymamak elde değil.Her kelime özenle seçilmiş gibi,herneyse tekrar tebrikler =)

    YanıtlaSil

Lütfen blog veya yazı hakkında yorum yapın. Önerileriniz daha iyisine giden bir yol olacak...