Düşünüyorum da, seni bırakıp gitmek bu kadar kolay olmamalı... Ama sen nedenini biliyorsun, kızmazsın bana. Seni bu yüzden seviyorum; çünkü ölüler kızmaz. Çünkü ölüler ihanet edemez.
Ama ben... Bir canlıyım; ve nasıl senden vazgeçtiğimi görüyorsun işte. Bir seçim yapmak zorunda kaldım ve seni seçmedim. Bunu niye yaptığımı biliyorsun; aslında bir ihanet bile sayılmamalı bu.
Çünkü senden, çok değerli bir şey için vazgeçtim. Fazla değerli. O hazine artık bizi sevmemeye başladığında gidecek bir yerim olmayacak, çünkü senden vazgeçtim artık. İşte bu yüzden onun benden asla vazgeçmeyeceğini ummak zorundayız. Ama kimse beni sonsuza dek sevememez, biliyorsun...
Çünkü her şeyi mahvederim. Her zaman. Dün geceki aptallığım yüzünden bir ceza seni bırakmak zorunda olmam. Cezamı çekmek zorundayım, ve bu yazı bittiğinde bir daha seni bu şekilde düşünmeye hakkım olmayacak. Sahibime ihanet edemem çünkü...
Teşekkür etmem gerek...
Her şey için. Öğrettiklerin ve gösterdiklerin için. Beni ben yaptığın için. Yanımda kimse yokken sana güvendiğim, her şeyden vazgeçmek üzereyken seni haketmek için hayata yeniden sarıldığım için. Öldüğün için bile teşekkür ederim sana...
Bu yazı bitecek ve sen diye bir şey olmayacak artık. Ta ki 16 Eylüle kadar. Ve sonra tekrar unutulacaksın, bir sonraki eylülde hatırlanmak üzere...
Güle güle...
Senin olduğumu düşünmek benliğimi çok uzun süre ayakta tuttu; ama artık ruhumda senin yerini almak isteyen bir şey var.
Ama sana verdiğim sözü tutacağım. Ne olursa olsun; o sözü tutacağım. Hiçbir zaman böylesine içten verdiğim bir sözü tutmayacak kadar alçalmadım.
Yıllar sonra bu yazıyı gördüğümde, seni boşuna bıraktığımın farkına varmamayı umuyorum. Yani kısaca, seni bir hiç uğruna bırakmadığıma inanıyorum. Umarım öyledir.
Yoksa bu sefer tutunabileceğimiz tek bir şey kalır: amacımız. Ama o aptal yaratık hala onun için yaptığım fedakarlıkları anlayamayacak kadar küçük... Yoksa bana bu kadar kızmazdı.
Sen asla kızmazdın.
Güle güle.
Güle güle....
Teşekkür ederim; her şey için.
Ve teşekkür ederim, çünkü eğer sen olmasaydın o aptal yaratığı bulup sevemezdim.
Sana ışığım dediğim günleri hatırlıyor musun? Özür dilerim, ben unutmak zorundayım. Ama sen hatırla...
1 Marttaki gibi oldum yine... Hani ağlayamayacak kadar acı çekiyordum..
Güle güle. Senden vazgeçtiğim için pişman değilim; ve gelecekte de olmamayı umut ediyorum.
Güle güle... Başkasına ait olan şeyi hiç istememeliydim. Özür dilerim.
Ve şimdi, seni bana ait olan şey için bırakıyorum ardımda.
HOŞÇAKAL...