‘Life is the theatre of tragedy’ [1]Gerçekten de hayat bir trajedi tiyatrosu. Çoğu insan bunu bir komedi zannediyor. Ne kadar yanlış! Sonra da bunu koyun sürüsüne ezberletir gibi çocuklara öğretiyorlar.
İnsanların sürekli birbirlerini –ruhen ve bedenen- öldürdükleri bir dünyada “Don’t worry, be happy” ve “smile!” yazılı tişörtlerini giyip, geçen hafta izledikleri sitcomun rezil espirilerini anlatıp gülüyorlar. Söyleyecek şey bulamıyorum!
Hadi bunları bir kenara bırakalım şimdilik. Peki ya “Hayat iyiliklerle doludur.” , “ Hayata pozitif bakalım.” , “Sabah kalkınca aynaya bakıp ‘Ne güzel bir gün, ne güzel bir sabah, ne güzel bir yaşam....’ diyelim” ..... zırvalıkları nedir? Üzgünüm, şu “pembe-gözlüklü-yapmacık”ların acıdığı Afrika’daki aç çocuğun “Ne güzel bir hayat!” diyeceği bir aynası olsaydı açlıktan ölüyor olmazdı zaten.
Diyecek bir şeyim yok!
Sonra da birkaç “psikolog” televizyona çıkıp koyun sürüsüne şunları ezberletiyor:
“Hayat herkes için eşit ve güzeldir.”
“Hayatınıza pozitif bakarsanız her şey yoluna girer.”
Buna sadece ‘kör köstebekler’[2], gökyüzünü hiç görmemiş solucanlar inanır. Ve nedense gereğinden çok daha fazla insan aynen böyle. Karamsar olun demiyorum, şu iğrenç pembe gözlüklerinizi çıkarın yeter.
Söylemek istediğim tek şey bu!
Televizyonlar, şu sürekli gülümseyen insanlar, robotumsu, kör bilinçsiz olanlar, hayatlarının tozpembe olduğunu sananlar... hepsi, hepsi bir komedi oynuyorlar! Ve ne yazık ki çoğunuz bu komedinin, bu kokuşmuş, pisliğe batmış komedinin gerçek olduğuna inanıyorsunuz! OYSA İNSANLIĞIN TRAJEDİSİDİR BU.
Durmayın, devam edin gerçek sandığınız yapmacık sırıtmalarınıza, mutluluklarınıza.
Hadi ezberletilen sloganlarınızı tekrar edin koyunlar:
“Don’t worry, be happy!”
“Hayat eşit ve güzeldir!”
Daha yüksek! Duymak istiyorum ruhlarınızı öldüren bu rezil sloganları. Çürümüş sloganlarınızı tekrar söyle koyun sürüsü! Ben karşınızda olacağım ve içinizden biri duyar da anlar diye haykırıp duracağım: “Hayat trajedinin tiyatrosudur.” Beni ezip geçecek olsanız bile yine de insanlığın trajedisini haykıracağım...
[1] Dying, I Only Fell Apathy (Theatre of Tragedy)’den
[2] Dostoyevski; Karamazov Kardeşler’den