Gözlerimi kapatmak... Uyumak istiyorum. Sonsuz bir uyku için nelerimi vermezdim... Çok yorgunum...
Kaç yıldır bu dünyadayım? Çok kısa bir zaman bu. Yorulmaya hakkım yok! Ama ben... tükendim. Bu kadar yakınken bırakamam. Bırakmamalıyım. Ama neden? Gücüm kalmadı artık. Beni tükettiler! Niçin kimse anlamıyor? Bunu yapmak zorundayım. Her şeyin bir bedeli var ve ben...
İstemez miydim zannediyorsunuz? Ben de saçının fönü ve Converse’inin modasının geçip geçmediğinden başka derdi olmayan bir kız olabilirdim. Olmak üzereydim de. Siz beni tanımadan önce. Çok net hatırlıyorum... Unutursam ne işe yarar ki?
“Çılgın” olarak bilinen “normal” bir kızdım işte. Eğer bana o zaman söyleselerdi her şeyin böyle olacağını, kilometrelerce koşarak kaçardım sanırım. Ama yapmadım...
Geçen yıl, eylülde... Bir seçim yaptım. Seçtiğim buydu işte. Hiç kimsenin kabullenmeyeceği, deliliğin eşiğinde biri. Pişman olduğumu söyleyemem; bu kendime ihanet olur. Ama seçmediğim şeyi hatırlamak acı veriyor bana.
Evet, ondan vazgeçemezdim... Ama yaptığım seçimin de bedeli vardı. Eğer onu seçmiş olsaydım şimdi bana “Satanist misin?” diye rezil bir soru soracağına, gözlerimin içine bakarak iltifat ediyor olurdu. Hepinizin hayalet görmüş gibi kaçtığı kız olmak için ondan vazgeçtim. Ve bunu asla öğrenmedi. Asla söyleyemem bunu ona...
Benim de hayallerim vardı. Sizinkilere benzer hayaller. Belirsiz karanlığa adım atmak için bütün hayatınızı, hayallerinizi feda eder miydiniz? Ben yaptım. Yeni hayaller buldum kendime. Yeni sevgiler. Kendimi adayacağım yeni şeyler...
Ama onun boşluğu hep kaldı. Doldurmaya çalıştım. Olmadı. Yine onu izlerken buluyordum kendimi.
Artık önemi yok. Yapmam gereken tek şey uyumak. Uyumalıyım... Tanrım, neden uyuyamıyorum? Hayır; onu hatırlamayacağım. Ben onu seçmedim! Sus artık. Beni öldürmeye çalışıyor. Öldür de bitsin... Hayır! Henüz ölemem. Yok olmak kolay. Burada kalıp savaşmak zorundayım. Git başımdan, istemiyorum seni! Git artık. Ben senin değilim. Artık değil. Yine o kazandı. İkimiz de değil. Ölüm her zaman kazanır. İşte bu yüzden öldürmeliyim seni. Affet. Sadece kanın iyileştirebilir beni. Zaman daralıyor. Bitmek zorunda...
Hayır! Bunu sana yapmayacağım. Ben... Ben seni seviyordum. Ama seçtiğim ölümdü; sen değil. O zaman neden hâlâ unutamıyorum gözlerini? Uyku her şeyi unutturur. Uyumalıyım. Uyku iyileştirir beni. Unutturur her şeyi. Uyu artık. Uyu ve unut....
Kaç yıldır bu dünyadayım? Çok kısa bir zaman bu. Yorulmaya hakkım yok! Ama ben... tükendim. Bu kadar yakınken bırakamam. Bırakmamalıyım. Ama neden? Gücüm kalmadı artık. Beni tükettiler! Niçin kimse anlamıyor? Bunu yapmak zorundayım. Her şeyin bir bedeli var ve ben...
İstemez miydim zannediyorsunuz? Ben de saçının fönü ve Converse’inin modasının geçip geçmediğinden başka derdi olmayan bir kız olabilirdim. Olmak üzereydim de. Siz beni tanımadan önce. Çok net hatırlıyorum... Unutursam ne işe yarar ki?
“Çılgın” olarak bilinen “normal” bir kızdım işte. Eğer bana o zaman söyleselerdi her şeyin böyle olacağını, kilometrelerce koşarak kaçardım sanırım. Ama yapmadım...
Geçen yıl, eylülde... Bir seçim yaptım. Seçtiğim buydu işte. Hiç kimsenin kabullenmeyeceği, deliliğin eşiğinde biri. Pişman olduğumu söyleyemem; bu kendime ihanet olur. Ama seçmediğim şeyi hatırlamak acı veriyor bana.
Evet, ondan vazgeçemezdim... Ama yaptığım seçimin de bedeli vardı. Eğer onu seçmiş olsaydım şimdi bana “Satanist misin?” diye rezil bir soru soracağına, gözlerimin içine bakarak iltifat ediyor olurdu. Hepinizin hayalet görmüş gibi kaçtığı kız olmak için ondan vazgeçtim. Ve bunu asla öğrenmedi. Asla söyleyemem bunu ona...
Benim de hayallerim vardı. Sizinkilere benzer hayaller. Belirsiz karanlığa adım atmak için bütün hayatınızı, hayallerinizi feda eder miydiniz? Ben yaptım. Yeni hayaller buldum kendime. Yeni sevgiler. Kendimi adayacağım yeni şeyler...
Ama onun boşluğu hep kaldı. Doldurmaya çalıştım. Olmadı. Yine onu izlerken buluyordum kendimi.
Artık önemi yok. Yapmam gereken tek şey uyumak. Uyumalıyım... Tanrım, neden uyuyamıyorum? Hayır; onu hatırlamayacağım. Ben onu seçmedim! Sus artık. Beni öldürmeye çalışıyor. Öldür de bitsin... Hayır! Henüz ölemem. Yok olmak kolay. Burada kalıp savaşmak zorundayım. Git başımdan, istemiyorum seni! Git artık. Ben senin değilim. Artık değil. Yine o kazandı. İkimiz de değil. Ölüm her zaman kazanır. İşte bu yüzden öldürmeliyim seni. Affet. Sadece kanın iyileştirebilir beni. Zaman daralıyor. Bitmek zorunda...
Hayır! Bunu sana yapmayacağım. Ben... Ben seni seviyordum. Ama seçtiğim ölümdü; sen değil. O zaman neden hâlâ unutamıyorum gözlerini? Uyku her şeyi unutturur. Uyumalıyım. Uyku iyileştirir beni. Unutturur her şeyi. Uyu artık. Uyu ve unut....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen blog veya yazı hakkında yorum yapın. Önerileriniz daha iyisine giden bir yol olacak...