02 Mart, 2010

onun için bir yazı

Geçen gün biri benden bir şey istedi. Yapmamın zor olduğu bir şey. Ama yapmak zorundayım. Hayır; yapmak istiyorum.
Benden onu ona anlatan bir yazı yazmamı istedi. Ve bu yazıyı “sen” diyerek yazacağımı düşünüyorken yanılıyor, ama bu yazı onun için ve sanırım bu yeterli.


Galiba beni en çok sarsan kısımlardan başlamalıyız...
İlk defa birinin önünde eğiliyorum. Her anlamda. Ona yalvarışım... Devam etmesi için yalvarışım; gitme, diye yalvarışım ve şu hiç söz kullanmadan yapılan yalvarış. Asıl canımı yakan şey, hala inanmamasıdır. Ve en kötüsü de, ona kızamıyorum.

İşte, o...

Onu askeri bir başarı olarak görebilirdim.
Onu ilerde kullanabileceğim bir insan olarak görebilirdim.
Ona yalan söyleyebilir ve yanlış şeye inandırabilirdim.
Onun sadece yazı yazmaya yarayan bir kalem olduğunu da düşünebilirdim.

Ama bunların hiçbirini yapmadım.
Gittim ve bana en zarar verecek şey olduğunu bildiğim şeyi yaptım:
ona aşık oldum.


Bir zaaf, bir hata? Hayır, hiçbiri.
Bir zafer de olduğunu söyleyemem. Çünkü o, üzerinden tartışmalar yapabileceğim bir nesne değil. O...
Bilmiyorum.

Çok eskiden defterime karaladığım bir cümle geldi aklıma:
“En büyük kölemiz, ve yine odur tek sahibimiz...”

Bunu neyi düşünerek yazdım bilmiyorum. Yani böyle bir durum için kullanacağım aklımın ucundan geçmezdi.

Çoğu zaman onunla savaşıyormuşum hissine kapılıyorum. Yazmak için yararlı, ama kendimi hırpaladığımı biliyorum; ve onu da sanırım.
Ama savaş bittiğinde, o yorgunlukla yaptıkları...
Bu mutluluğu asla savaşmadan vermiyor.
Canımı yakmadan en harika kelimelerini söylemiyor. Bunun farkında olmadığını zannediyorum. Öyle mi acaba?

Bir önemi yok, bu yazıyı ona yazmam gerekirdi.
Şimdi en baştan deneyeceğim.

Onu da sürekli en baştan öğrendiğim gibi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen blog veya yazı hakkında yorum yapın. Önerileriniz daha iyisine giden bir yol olacak...